KAYSERİ’de, 4 yaşında okuma öğrenen Mustafa Çağan Çelen (9), paleontolojiye ilgisi nedeniyle, 9 yaşında, karakterlerini dinozorların oluşturduğu akran zorbalığını konu edinen 40 sayfalık hikaye kitabı yazdı. Astronomi, uzay bilimleri ve dünya siyasetine de ilgi duyan Çağan, “Sayısız kitap okumuşumdur. Tarih, paleontoloji ve coğrafya ile ilgileniyorum. Roman okumayı da severim. Arkadaşlarımla konuştuğumda ‘Ne diyorsun ya?’ diyorlar ve beni anlamıyorlar. Doktor olmayı çok istiyorum” dedi.
Talas ilçesinde yaşayan Hava (40) ve Ömer Çelen çiftinin tek çocukları 3’üncü sınıf öğrencisi Mustafa Çağan Çelen, annesinin yardımıyla 4 yaşında okumayı öğrendi. Küçük yaşta annesinin aldığı oyuncaklar ile oynamaya başlayan Mustafa Çağan, dinozorların hayatına ilgi duydu. Teyzesinin kitaplığında bulduğu dinozorların hayatını anlatan üniversite seviyesinde kitabı bitiren Çağan, dinozorlar hakkında birçok bilgiye sahip oldu. Ayrıca astronomi, uzay bilimleri, tarih, coğrafya ve dünya siyasetiyle ilgili birçok makale ve kitap okuyan Çağan, duyduğu sesleri evindeki piyanosunda çalabiliyor.
‘YAŞITLARIMLA SOHBET EDİP, KONUŞAMIYORUM’
Okuldaki yarışma için karakterlerini dinozorların oluşturduğu akran zorbalığını konu edinen 40 sayfalık bir kitap yazan Mustafa Çağan Çelen, “Okumaya 4 yaşında başladım. Sayısız kitap okumuşumdur. Tarih, paleontoloji (fosilleri veri olarak kullanan dünyada yaşamın tarihini inceleyen bilim) ve coğrafya ile ilgileniyorum. Roman okumayı da severim. Arkadaşlarımla konuştuğumda ‘Ne diyorsun ya?’ diyorlar ve beni anlamıyorlar. Okulun kitap yazma yarışması vardı. Ben de bu yarışmaya katıldım. Yaşıtlarım çok kitap okusun. Bir sürü bilgi öğrensinler. Çünkü ben yaşıtlarımla sohbet edip konuşamıyorum. Paleontolog da olmak isterdim ama doktor olmayı daha çok istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘BİR SÜRÜ DİNOZOR VAR’
Dinozor türlerini anlatan Çelen, “Triceratops, Velaciraptor, Titanosaurus, Rex, Nanosaurus, Giganotosaurus, Argentinosaurus, Diplodocus ve başka sayamayacağım birçok dinozor var. Geçenlerde Kayseri Kalesi’nde bir müzeye gitmiştik. Müze içinde bir mamutun kemiklerini gördüm. Mamutu yaklaşık yarım saat inceledim. Arkadaşlarımla bilim merkezine gitmiştik. Orada gördüğümüz T-Rex (Tyrannosaurus rex) hakkında arkadaşlarım, ‘Bu yaratık ne ya?’ demişlerdi. T-Rex aslında kuşlara evrimleşmiş. Mesela bilim adamları Velaciraptor adlı dinozorların tavuklara evrimleştiğini söylüyor. Dinozorların bazıları etçil, bazıları leşçil bazıları ise otçuldur. Bir sürü dinozor var bazıları uçabilir bazıları da yüzebilir. Amfibi dinozor bile var. Spinosaurus sırtındaki yelkenler sayesinde suyun altında yüzebilir” dedi.
‘AY IŞIĞI SONATI ÇOK RAHATLATICI VE GÜZEL’
Tarih, uzay ve müziğe ilgisinden bahseden Çelen, “Birinci Dünya Savaşı, Avusturya- Macaristan prensine suikast düzenlenmesi sonucu başlıyor. Weimar Cumhuriyeti’nde ekmek almak için kasa kasa para götürülüyormuş. Para o kadar değersizmiş ki Alman Markı sobalarda yakılıyormuş. Tarihe ilgim babamla başladı. Bana çok tarih öğretirdi. İnternetten bana tarih videoları açardı. Ben de tarihe ilgi duymaya başladım. Uzaya olan ilgim ise annemin bana aldığı aylık bilim dergilerinden geliyor. Onları okuya okuya sevmeye başladım. Bilim dergilerinde bilim insanı öyküleri, deneyler, takımadalar yıldızlar, bulutlar var. Deneyler genellikle sülfürik asitle yapıldığı için evde uygulanamaz. Çalgı olarak melodika çalabiliyorum. Batı müziğini ilk dinlediğimde gözlerimi kapattım ve farklı hissettim. Beethoven’ın Ay Işığı Sonatı çok rahatlatıcı ve güzel bir eser. YouTube’dan piyano videoları açıyorum. Orada çalınan piyano ezgisini kendi melodikamda çalabiliyorum. Sümerliler o zamanki devletlere göre teknolojisi çok iyi olan bir devlet. Lidyalılar Ege tarafında, Troyalılar ise Çanakkale’de yer alır” diye konuştu.
‘MUSTAFA ÇAĞAN’A HAMİLEYKEN 3’ÜNCÜ ÜNİVERSİTEMİ OKUYORDUM’
Anne Hava Çelen, 4 üniversite bitirdiğini belirterek, “Mustafa Çağan, küçükken bilgiler verirdi, büyüdükçe ona yetişememeye başladım. Sorduğu şeyleri düşünüyorum, araştırıyorum ve öyle cevap veriyorum. Kitap okumayı çok severdim. Mustafa Çağan, karnımdayken 3’üncü üniversitemi okuyordum. Aslında zekasında, okuma isteğinde biraz da bunun etkisi olduğunu düşünüyorum. Kitap okumaya başlamadan önce Mustafa Çağan 2,5 yaşındayken odasının kapısına alfabedeki harfleri yapıştırdık. Mustafa her gördüğünde bize harfleri soruyordu. Biz harfleri tanıttıkça Mustafa Çağan, ‘Anne bu harfler kitapta da var ama nasıl okunuyor?’ dedi. 4 yaşlarında yatarken sohbet ederdik ve ben de bu esnada harflerin nasıl birleştirildiğini ve nasıl okunduğunu ona öğrettim” diye konuştu.
‘ÜNİVERSİTEYE AİT BİR KİTABI OKUMAYA BAŞLADI’
Mustafa Çağan’ın dinozorlara olan ilgisinin ona aldığı oyuncaklarla başladığını söyleyen Hava Çelen, “Bize dinozorların isimlerini sordu. Benim bu konuda bilgim olmadığı için dinozorları anlatan bir kitap aldık. O kitabı baştan sona sürekli okudu. Teyzesi antropoloji bölümünü okumuştu. Anneannesine gittiğimizde teyzesinin ders kitabını buldu. İçinde dinozor resimleri bulunduğu için bu sefer de üniversiteye ait bir kitabı okumaya başladı. Birçok bilgiyi bu şekilde öğrendi. Dinozorlardan sonra müziğe ve tarihe ilgi duydu. Aslında ilgi duyduğu ne varsa her şeyiyle araştırıyor. Araştırıp öğrendiği şeyi ise aktarmayı çok seviyor. Çok anlatıyor ve bu yüzden sınıftaki arkadaşlarını galiba sıkıyor. Sohbet edemeyince kendisi de sıkılıyor” ifadelerini kullandı.